.

   
  winx sevenler gelsinnn
  eğlence
 

işte bu sayfada sizlerle beraber çok eğleneceğiz.işte eğlenmenin 1.adımı:bilmeceler

 
Çıt çıt çalışır Kurulunca bağrışır

Fırında pişer Mideye düşer

Yedim yeşil bir külâh Ağzım yandı ah ah ah 
               
Ay var iken çıkarlar Güneş var iken kaçarlar

Gökten yağar kar değil Ses çıkarır taş değil Yuvarlaktır top değil Bilin bakalım bu nedir?

Pişirirsen aş olur Pişirmezsen kuş olur

Ufacık bir top İçini açtım bin top Yemeye doyamadım Ağzıma attım hop hop

Gökte durur paslanmaz Suya düşer ıslanmaz

Bulutlardan süzülür İnci gibi dizilir Çamur olur ezilir Bilin bakalım bu nedir?

Dumanı tüter İsterse gider Balık değildir Denizde yüzer

İki kapaklı, çok yapraklı İçinde bilgi saklı

Pamuk gibi tüyleri Havucu koparır dişleri Kulakları duyar her sesi Hızla çıkar tepeyi

Ayakları kürekli Ne kadar da yürekli Suda gider bir gemi

Hem denizde hem karada Evini taşır sırtında

Kocaman kanatlı Şimdi yerden kalktı

Gece olur yakarız Gündüz olur kapatırız

Bize ışık verir Daha sonra erir

Şekere benzer tadı yok Gökte uçar kanadı yok

Sütü pek çok sever Mırıl mırıl der Sütünü bitirince Bıyığını temizler

Siyah beyaz benekli Yürüyen merdiven sanki

Dalda durur, elde durmaz

Daldan dala atlarım Kuyruğumla sarkarım

Göz ile görülmez El ile tutulmaz Ondan uzak duranlar Sağlamdır hasta olmaz

Benim iki pencerem var Etrafı etten duvar Her gün erken açarım Gece olunca kaparım

Yarım kaşık, duvara yapışık

Bol emek verir Kendi yemez yedirir

Karşıdan baktım hiç yok Yanına vardım pek çok

Altı mermer, üstü mermer İçinde bülbül öter

Kökü yukarı Dalları aşağı

Karnı şişik Kafaya yapışık

Yedi delikli tokmak, Bilmiyorsan aynaya bak

Çarşıdan alınmaz Mendile konulmaz Bundan tatlı bir şey olmaz

Ben giderim o gider Kâh benden önce gider Kâh arkamdan emekler

Ben giderim o gider İçimde tık tık eder

Yaştır kurutamazsın Tuzunu bulamazsın Çiçeklerden toplanır Tadına doyamazsın

Kara tavuk dalda yatar Dal kırılmış yerde yatar

Pulları var gelin değil Suda bulunur kayık değil Avuçta kayar sabun değil Bilemezsen karşımda eğil

Yük görünce kaçar Ot görünce koşar

Dağdan gelir, taştan gelir Tintin sakallı eniştem gelir

İki çubuk, bir makas Hokkabaz mı hokkabaz

Yolda gider izi kalır Yuvasını sırtında taşır

Ebem yapar, dedem yapar Bıçkısı yok, rendesi yok İplikten ev yapar

On ay yatar İki ay kalkar Feneri yakar Etrafa bakar

Hem böcektir hem kelebek Koza yapar öbek öbek

Elemeden yoğurur Günaşırı doğurur

Kümeslerin efesi Her sabah çınlar sesi Sanırsın ezan okur Uyandırır herkesi

Pençesi aslan gibi Gözleri volkan gibi Tüyleri pek yumuşak Onu gören fareler Saklanır köşe bucak

Rengi yeşil, çubukta yetişir Hem tazeyken hem kuruyken yenir

Alçacık boyu var Mor kadifeden donu var

Hanım içerde, saçı dışarıda

Kat kat katmer değil Yenir ama meyve değil

Sarı sarı sarkar Düşerim diye korkar

Çarşıdan aldım bir tane Eve geldim bin tane

Dereler tepeler, şık şık küpeler

Bir kızım var, yeşil mantolu Kırmızı elbiseli, siyah düğmeli

Küçücük fıçıcık, içi dolu turşucuk

Mavi atlas, iğne batmaz Makas kesmez, terzi biçmez

Kapıyı açar, kapamadan kaçar

Gökte gördüm bir köprü Rengi var yedi türlü

Bir ağacı oymuşlar İçine sesleri koymuşlar Yanlış yalan söylemiş Kulağını burmuşlar

Ben varmadan o varır Her şeyden çok yol alır

Ben giderim o gider Üstümde gölge eder

2.adım:fıkralar

O Zaman Başka

Hoca'nın kadılık yaptığı sıralarda bir adam gelmiş:
-Hoca efendi demiş,size bir şey danışacağım.
-Buyrun sorun. Demiş Hoca, adam sözünü sürdürmüş:
-Geçen gün , komşuların size ait olduğunu söyledikleri bir inek, tarlada bizim ineğin karnını vurup öldürmüş. Şimdi ne yapmam gerek? Hoca , sakallarını sıvazlayıp bir an düşündükten sonra :
-Hayvan bu, demiş, dava edecek değilsin ya!..
-Teşekkür ederim kadı efendi.
-Sahibinin de bu işte suçu yok;ne bilsin böyle olacağını? Adamın yüzü gülmüş, tekrar söze başlamadan önce:
-Kusura bakma kadı efendi, demin ben bir yanlışlık yaptım, ölen inek benimki değil, seninki imiş. Hoca , yerinden doğrulup:
-Bak demiş, şimdi iş değişti. O halde verin raftaki kara kaplı kitabı da hele bir bakalım! ...




 
 
Subaşının Eşeği

Eşeği kaybolan Subaşı, ateş püskürmüş:
-Çabuk benim hayvanımı bulun, yoksa karışmam! Diye bağırmaya başlamış. Herkesi bir telaş , bir korkudur almış. Eşeği aramak için dört bir tarafa dağılan Akşehirliler , yolda Hoca'ya rastlamışlar:
-Aman Hocam, bize yardım et. Yolda sahipsiz bir eşek bulursan hemen yakala n'olur.
-Eşek kimin?
-Subaşının. Demişler. Hoca da: "Peki ararım" demiş ve türkü söyleye söyleye yolunu sürdürmüş. Karşısına çıkan bir köylü :
-Hocam, böyle türkü söyleyerek ne yapıyorsun? Deyince , Hoca:
-Subaşının kaybolan eşeğini arıyorum! Demiş. Adam , yine sormuş:
-Peki , böyle türkü söyleyerek eşek mi aranır a Hoca?
-El elin eşeğini elbette türkü söyleyerek arar. Hele eşek zorla aranıyorsa. Üstelik Subaşınınsa....




 
 
Eşeğe Neden Ters Binmiş

Bir gün Hoca, eşeğine binerek , arkasına takılan bir kısım insanlarla birlikte, camiden eve dönerken birdenbire durur, hayvandan iner ve yüzü insanlara dönük olarak eşeğe ters biner, yani semere ters oturur. Bunu görenler yaptığı hareketin nedenini sorarlar. Hoca şöyle der:
-Düşündüm taşındım, eşeğime böyle binmeye karar verdim çünkü saygısızlığı hiç sevmem. Siz önüme düşseniz, arkanızı bana dönmüş olacaksınız; usulsüzlük saygısızlık olur. Ben önde gitsem, size arkamı çevirmiş olacağım ki bu da doğru değildir. Böyle ters bindiğim zaman ise hem ben önünüzden giderim, siz de ardımdan gelmiş olursunuz; hem de karşı karşıya bulunuruz!

 

 
 
Perdeyi Ben Buldum

Bir ahbap topluluğunda Hoca'nın eline iş olsun diye bir saz tutturmuşlar:
-Hadi bize güzel güzel bir şeyler çal da dinleyelim! Demişler. Hoca sazı eline alınca mızrabı bir aşağı bir yukarı teller üzerinde rastgele dolaştırmağa ve böylece tuhaf tuhaf sesler, gıcırtılar çıkarmağa başlamış:
-Aman Hoca demişler, saz dediğin böyle mi çalınır? Perdeler üzerinde usuliyle gezinmek gerek ... Hoca , elindeki sazı dımbırdatmağı sürdürürken:
-Onlar perdeyi bulamazlar, aramak için gezinip dururlar. Ben buldum işte. Niçin boşu boşuna gezinip durayım, demiş. Gülmüş.


3.adım:tekerlemeler

Ayı beni korkuttu Kulağını sarkıttı
Elma verdim yemedi
Sakız verdim çiğnedi
Hap hup kırmızı turp



Bir, iki, üç
Söylemesi çok güç
Sana verdim bir elma
Adını koydum Fatma
Hop, hop, hop
Bir büyük altı top
Ağzım minnacık
Burnum hokkacık
Yanaklarım elmacık
Gözlerim boncuk
Benim adım çocuk



Ay dede, ay dede
Evin barkın nerede?
İnce belde
İnce belin neresinde?
İki dağın arasında
Keklik getir, yağa batır
Sen yiyemezsen
Bana getir ay dede



Bir, iki, üç
Yolda oyun güç
Üç, iki, bir
Haydi eve gir
Bir, iki, üç
Ebelik pek güç
4 koca teker
5 dibe çöker
6 ne güzel
7’de dur
8’de vur
9’da atla
10’da tepe takla
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10
Evimize dön
Komşunun bahçesindeki
Güllere kon



Kardan adam, kardan adam
Senden korkmaz benim babam
Süpürgen var süpürmezsin
Etrafını hiç görmezsin
Ağzın burnun kızarmış
Sanki pek çok soğuk varmış
Haydi haydi yürüsene
Hah hah hah
Diye gülsene
Ah ne süslü bebek
Üstü mavi al benek
Aman tutsam şunu ben
Hemen uçup gitmeden



Eveleme develeme
Devekuşu kovalama
Kovalarsan yaralama
Şekerleme çikolata
Şundan bundan
Kedi düştü damdan
Çıt pıt
Nerden geldin
Oradan çık
Kız saçların kıvırcık
Sana dedim sen çık

4.adım:deney

1. HAVANIN ÖNEMİ

Malzemeler: 1 adet su bardağı, 1 adet küçük mum, 1 adet mum altlığı, kibrit.

Mumu kibritle yakalım. Dik duracak şekilde mum altlığına yerleştirelim. Yanan mumu su bardağı ile kapatalım. Bir süre gözlemleyelim. Mumda ne gibi değişiklikler oldu?

Sonuç: Bardağın içindeki hava, bir süre sonra bittiği için mumun yavaş yavaş söndüğü görülür. Canlıların yaşamak için havaya (oksijene) ihtiyacı olduğu gibi, ateş de yanmak için havaya ihtiyaç duyar.
 

 

2. FASULYE YETİŞTİRELİM

Malzemeler: 1 adet plastik kap, pamuk, bir avuç fasulye, su

Plastik kabın içini pamuk ile kaplayalım. Üzerine fasulyelerimizi serpiştirelim. Daha sonra fasulyelerimizin üzerini bir miktar pamukla örtelim. Son olarak da pamuğun üzerine bir miktar su dökelim ve pamuk kurudukça sulamaya devam edelim. Birkaç gün fasulyedeki değişiklikleri gözlemleyelim.

Sonuç: Pamukların arasındaki fasulyelerin sulandıkça yeşerdiği görülür. Bitkiler de biz insanlar gibi canlı varlıklar olduğu için, su onların da en temel besin kaynağıdır.
 

3. SUYUN ÜÇ HALİ

Malzemeler: Çelik kapta bir miktar su, buzdolabı, tüp, ocak

Sıvı haldeki suyu buzdolabının buzluk kısmına koyalım. Birkaç saat beklettikten sonra buzdolabından çıkaralım. Katı hale dönüşmüş olan suyu, ocakta kaynatalım. Bu süreç içinde suda ne gibi değişiklikler olduğunu gözlemleyelim.

Sonuç: Başlangıçta sıvı halde olan su, buzlukta bir süre bekledikten sonra soğuktan dolayı katılaşarak buz haline dönüşür. Buzu ocakta kaynatmaya başladığımızda tekrar sıvı hale gelir. Kaynama devam ettikçe de su, buharlaşır.

 

4. GÜL NASIL RENK DEĞİŞTİRİR?

Malzemeler: 1 adet beyaz gül, mavi/kırmızı mürekkep, 1 adet kap

Kabımızın içine mürekkebimizi boşaltalım. Mürekkep dolu kabımızın içine beyaz gülümüzü koyalım. Birkaç gün bekleyerek gülümüzdeki değişiklikleri gözlemleyelim.

Sonuç: Mürekkep içinde bekletilen gülün, birkaç gün sonra mürekkebin rengini almaya başladığı görülür.

 

5. ÇİM ADAM YAPALIM

Malzemeler: 1 adet kadın çorabı, küçük bir kap dolusu toprak, çim tohumu, su, ikisi büyük biri küçük 3 adet düğme, boncuk, yapıştırıcı.

Elimizdeki toprağın az bir miktarını çim tohumumuzla karıştırıp kadın çorabının içine boşaltalım. Geri kalan toprağımızı ise onun üzerine dökerek çorabımızın ağzını sıkıca bağlayalım. Çim tohumlarının bulunduğu kısım üste gelecek şekilde çorabı ters çevirelim. Bu toprağı her gün düzenli olarak sulayalım. Toprakta ne gibi değişiklikler oldu?

Sonuç: Her gün düzenli olarak sulanan topraktaki tohumlar, bir süre sonra yeşermeye başlar. Son olarak düğme, boncuk gibi malzemeleri çorap üzerine yapıştırıp ağız, göz ve burun yapımında kullanabiliriz

5.adım:oyuncak yapımı

haydi oyuncak yapalım!

KUKLA BALON 

     Malzemeler

  • Orta büyüklükte bir adet balon
  • 2 su bardağı un
  • Küçük boy hunu
  • Gazlı kalem
  • Yün, renkli ip
  • Yapıştırıcı


YAPILIŞI
Önce bir yetişkin tarafından balon şişirilir ve yumuşatılır. Havası alındıktan sonra huni yardımıyla içine un doldurulur. Balon dolduğunda ağzı bağlanır. Böylece balon, oyun hamuru kıvamına gelmiş olur. Balon elle yoğurularak değişik yüz biçimleri oluşturulur. Ardından gazlı kalemle ağız, burun ve gözler çizilir. Yün parçalarından saçlar yapılır.

Eğitimsel Değeri:
Boyama ve kesme faaliyetleri nedeniyle çocuğun küçük kaslarının etkili bir biçimde kullanılması sağlanır.
Kesme, yapıştırma, bağlama etkinlikler çocuğun el-göz kordinasyonun gelişmesini sağlar.


FIRILDAK

Malzemeler

  • Resim kağıdı
  • 25-30 cm’lik bayrak çıtası
  • 2 adet yuvarlak boncuk
  • Çekiç
  • Makas
  • Cam çivisi
  • Pastel boya, sulu boya, gazlı kalemler


YAPILIŞI
Resim kağıdı, kare şeklinde katlanarak, fazlası kesilir. Elde edilen karenin diğer iki köşesi de üst üste konularak katlanır. Köşelerden oluşan dört çizginin üzerinden orta noktaya doğru makasla kesilir. Kağıt, istenilen şekillerde boyanır, desenler çizilir. Ardından bayrak çıtası da istenilen şekilde boyanır. Boyama bittikten sonra kağıt, köşelerinden ortaya doğru katlanır. Çiviye, önce boncuk takılır. Ardından boyamış olduğumuz kağıdın dört köşesinde teker teker çivinin ucu batırılır ve kağıdın ortasından geçirilir. Pervane biçimi elde edildikten sonra çivini ucuna bir boncuk daha takılır. Küçük bir çekiçle pervanenin iğnesi sopaya tutturulur. Boncuklar, pervanenin dönmesini kolaylaştırır.

eveeettt eğlendikmiiii devamı daha sonra gelecek.hoşçakalınnnnnn

 

 

 
 
  Bugün 15 ziyaretçi (55 klik) kişi burdaydı! winxseverlerrr tüm hakları saklıdır  
 
Reklammatik'e üye ol, sen de kazan! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol